Hauptmenü

ateşkes ve yeniden tanım gerekliliği PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Engin Erkiner   
Dienstag, 01. März 2011 um 19:41

Engin Erkiner: KCK, gösterilen tüm çabaların karşılıksız kalması sonucu eylemsizlik sürecinin sona erdiğini açıkladı. Buradan ateşkesin bozulduğu sonucu henüz çıkmıyor, ancak çatışmalara giden yolun önemli oranda kısaldığı da ortadadır.

Geçmişten bu yana yaşanılan sürecin özellikleri dikkate alındığında, ateşkes kavramının yeniden tanımlanması gerektiği ortaya çıkıyor. Bugüne kadar ateşkes denilince ne anlaşılıyordu?

Birincisi: Coğrafi alan olarak dağ ya da az çok büyük yerleşim birimlerinin dışındaki alan anlaşılıyordu.

İkincisi: Gerilla ile ordu birlikleri arasında geçen ve genellikle ölümlerle sonuçlanan çatışmalar anlaşılıyordu.

Böyle bir ateşkes anlayışı, 1984 sonrasındaki yılları açıklamakta kullanılabilir, ama bugün ve gelecek açısından uygun değildir.

Şöyle ki:

Kürt halkının mücadelesi son yıllarda dağlardan az çok büyük yerleşim birimlerine kaymıştır ve dağlarda ateşkes olduğu zaman bile, bu alanlarda hiçbir zaman ateşkes olmamıştır.

Az çok büyük yerleşim birimlerinde ön planda olan polistir, asker değildir.

Bu alanlardaki çatışmalarda genellikle ölüm olmamakta, ama bunun dışında her şey olmaktadır.

KCK davasındaki durum açıktır ve sürekli yeni tutuklamalar yapılıyor.

Çocukların gözaltına alınmasında ve tutuklanmasında büyük bir değişiklik yoktur.

Kentlerde polisin Kürt halkına yönelik silahlı ve gaz bombalı saldırıları sürmekte, sadece göze çarpan ölümler olmamaktadır.

Polisin bu konuda talimat aldığı bellidir.

Ölüm olmasın ya da az olsun, bunun dışında ne yaparsanız yapın!

Böyle bir süreç, dağlarda önemli silahlı çatışmalar olmasa bile, ateşkes olarak adlandırılamaz.

Mücadele dağlardan artan oranda büyük sayılabilecek yerleşim birimlerine inmişse, ateşkes de bu coğrafi alana inmek durumundadır.

Kuzey İrlanda’yı hatırlayalım…

İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun asıl mücadele alanı kentlerdi ve ateşkes olduğunda da kentlerde uygulanırdı.

AKP Hükümetinin ateşkesin eski tanımını kendi lehine kullandığı da ortadadır.

Ateşkes var, nerede, dağlarda!

Yerleşim birimlerinde ise AKP tarafından sürekli olarak güçlendirilen polisin saldırısı söz konusudur.

Gözaltına al, tutuklu ve uzun süre hapishanede bırak…

Halk gösterilerine saldır ve dağıt…

Keyfi uygulamalarda sınır tanıma…

Saldırılarda halktan çok sayıda yaralanan, az sayıda hayatını kaybeden var…

Bunun neresi ateşkestir?

AKP şunun hesabını yapıyor:

Dağlarda rüştünü ispat etmiş silahlı bir güç var…

Orada ateşkes gereklidir.

Fırsatını bulduğum zaman saldırırım ama bu alanda ateşkesin özellikle de seçim öncesinde sürmesinde yarar vardır.

Az çok büyük yerleşim birimlerinde ise çatışmaları ben kazanırım.

Buralarda ateşkes olamaz!

Aylardan beri sürdürülen uygulama budur!

Sonuç olarak, ateşkesin artık daha geniş bir içerikte tanımlanması gerekiyor.

Ateşkes, dağlarda gerilla ile ordu birlikleri arasında çatışma olmamasından ibaret değildir.

Kaldı ki, ateşkes sürecinde de ordunun gerillaya yönelik değişik operasyonları olmuştur.

Daha önemli olan ise, ateşkesin tanımının artık değişmesi gerektiğidir.

Ateşkes olacaksa, her yerde olmalıdır.

Ateşkesin tanımına yapışmış coğrafi sınırlama kalkmalıdır.